Balat Gezilecek Yerler – Balat Gezi Rehberi

İstanbul’un en renkli ve tarihi semtlerinden biri olan Balat’a hoş geldiniz! Burası, sokaklarında yürürken hem geçmişin izlerini hissedebileceğiniz hem de modern dokunuşlarla karşılaşabileceğiniz eşsiz bir yer. Renkli ahşap evleri, tarihi yapıları ve samimi atmosferiyle Balat, sizi hem huzurlu bir keşfe çıkaracak hem de her köşesinde sürprizlerle karşılaştıracak. Tarihi mekanlardan şirin kafelere, bol fotoğraf çekilecek alanlardan kültürel zenginliklere kadar her şey burada sizi bekliyor. Hazırsanız Balat’ın büyülü dünyasına birlikte dalalım!

Balat Gezilecek Yerler Listesi

• 1Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi
• 2Aya Yorgi Kilisesi
• 3Fener Rum Erkek Lisesi
• 4Renkli Merdivenler
• 5Dimitri Kantemir (Kantemiroğlu) Evi Müzesi
• 6Moğolların Meryemi Kilisesi  
• 7Kiremit Caddesi Renkli Evleri
• 8Stevi Stefan Bulgar Kilisesi (Demir Kilise)
• 9Merdivenli Yokuş Tarihi Balat Evleri
• 10Sancaktar Yokuşu
• 11Tarihi Agora Meyhanesi
• 12Gül Camii

Balat Gezilecek Yerler Haritası

Balat Gezilecek Yerler Haritasını indirmek için tıklayınız!

Balat Gezi Planlaması

Balat Gezilecek Yerler

Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi

Fener Balat gezi listenizin ilk durağı, Ortodoks Hristiyan dünyasının en önemli merkezlerinden biri olan Fener Rum Patrikhanesi olmalı. Resmi adıyla Konstantinopolis Ekümenik Patrikhanesi, Bizans döneminden günümüze ulaşan köklü bir tarih taşıyor. 250 milyon Ortodoks Hristiyan için ruhani merkez olan bu yapı, mimarisi ve içerisindeki kutsal eserleriyle ziyaretçilerine büyüleyici bir deneyim sunuyor. Eğer ziyaretinizi bir pazar gününe denk getirirseniz, patrikhanede düzenlenen ayine katılarak bu tarihi atmosferi daha yakından hissedebilirsiniz. Balat’ın tarihi dokusunu keşfederken bu önemli durağı listenize eklemeyi unutmayın!

Aya Yorgi Kilisesi

Fener Rum Patrikhanesi’nin içinde yer alan Aya Yorgi Kilisesi, tarih ve maneviyatın buluştuğu büyüleyici bir mekan. Ortodoks dünyası için önemli bir ibadet yeri olan bu kilise, sade dış görünümünün aksine, iç mekanındaki ihtişamlı ikonaları ve kutsal emanetleriyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Tarihi 1600’lü yıllara dayanan kilise, Bizans döneminden günümüze kadar gelmiş bir dini mirası temsil ediyor. Özellikle altın işlemeli ikonalar, kutsal haçlar ve tarihi mozaiklerle dolu atmosferi, geçmişe bir yolculuk yapmak isteyenler için eşsiz bir deneyim sunuyor. Balat’a geldiğinizde Aya Yorgi Kilisesi’ni görmeden gezinizi tamamlamayın!

Fener Rum Erkek Lisesi

Fener Balat’ın kalbinde, kırmızı tuğlalarıyla dikkat çeken ve görkemli yapısıyla adeta bir kale gibi yükselen Fener Rum Erkek Lisesi, halk arasında “Kırmızı Mektep” olarak biliniyor. Bizans döneminde Patrikhane Akademisi olarak işlev gören bu okul, İstanbul’un fethinin ardından Fatih’in izniyle eğitim vermeye başlamış ve uzun yıllar boyunca Rum topluluğunun eğitim merkezi olmuştur. Bugünkü hali ise 1881 yılında inşa edilmiş olup, Konstantinos Dimadis’in imzasını taşıyan yüksek cephesi, kubbeli kulesi ve zarif yapısıyla Haliç kıyılarından dahi rahatça görülebilen bir yapıdır. Şu an eğitim faaliyetlerine devam eden okul, sadece belirli sayıda öğrenci kabul etmektedir ve içini gezmek için özel izin alınması gerekiyor. Fener’e yolunuz düşerse bu tarihi yapıyı dışarıdan gözlemleyerek o büyülü atmosferin bir parçası olmanızı öneririz.

Renkli Merdivenler

Fener Balat’ın en renkli ve dikkat çeken noktalarından biri olan Renkli Merdivenler, sadece renkli basamaklarıyla değil, çevresindeki atmosferiyle de büyülüyor. Her adımda canlı tonların birleştiği bu merdivenler, Balat’ın tarihini ve kültürünü adeta birer tuvali gibi yansıtırken, etraftaki kafelerle de sıcak bir molanın adresi oluyor. İncir Ağacı Kahvesi, bu renkli merdivenlerin hemen yanı başında yer alıyor ve kahvenizi yudumlarken, Balat’ın kendine has ruhunu daha yakından keşfetmenizi sağlıyor. Özellikle fotoğrafçılar için bir cennet olan bu mekân, her köşesinde benzersiz bir manzara sunarak, İstanbul’un tarihi dokusuyla harmanlanmış unutulmaz anlar yaşatıyor.

Dimitri Kantemir (Kantemiroğlu) Evi Müzesi

Dimitri Kantemir (Kantemiroğlu) Evi Müzesi, şu an ziyarete kapalı olsa da dışarıdan görülmeye değer bir tarihi yapıdır. 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda önemli bir entelektüel olan Dimitri Kantemir’e ait bu ev, Osmanlı ve Rus mimarisinin izlerini taşıyor. Evin hemen önünde, Balat’ın renkli atmosferine eşlik eden ünlü renkli şemsiyeler de bulunuyor ve bu şemsiyeler, Instagram fotoğraflarına sıklıkla yansıyan renkli bir detay oluşturuyor. Fener sokaklarında yürürken, bu tarihi yapının dış cephesini görmek ve çevresindeki kafelerde keyifli bir mola vermek, Balat’ın ruhunu daha da derinlemesine hissetmenizi sağlıyor.

Moğolların Meryemi Kilisesi 

Balat’ın tarihi sokaklarında, derin bir hüzün ve acı dolu hikayesiyle Kanlı Kilise (diğer adıyla Moğolların Meryemi Kilisesi) sizi bekliyor. 13. yüzyılda Roma İmparatoru Mihail Paleologos’un kızı Maria, Hülagû Han’la evlenmek üzere Moğollar’a gitmiş, ancak bir dizi trajik olay sonucu İstanbul’a geri dönerek bu kiliseyi yaptırmış ve rahibe hayatı yaşamıştır. Bu eşsiz yapı, İstanbul’un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmet’in fermanıyla camiye dönüştürülmeyen tek kilise olarak korunmuş ve dört yapraklı yonca planıyla dikkat çeker. Balat’ın kalbinde yer alan bu kilisenin bahçesinde zaman geçirirken, tarihin izlerini adım adım keşfetmek mümkün. Ancak, kilisenin kapıları bazen kapalı olabiliyor, fotoğraf çekmek yasak ve giriş için belirli saatlere dikkat etmek gerekiyor. Şansınız yaver giderse, bu tarihi atmosferi 16.00’dan önce deneyimleyebilirsiniz.

Kiremit Caddesi Renkli Evleri

İstanbul’un Balat semtinde yürürken, karşınıza çıkan renkli evler gerçekten göz alıcı! Kiremit Caddesi ve çevresinde, ahşap, cumbalı yapılarıyla bu evler, Balat’ın tarihi ve kültürel dokusunu harika bir şekilde yansıtıyor. Her biri farklı renklerde ve yıllara meydan okuyan bu yapılar, adeta birer zaman yolculuğu gibi. Sokaklarda yürürken, bir yanda eski İstanbul’un havasını soluyarak fotoğraflar çekebilir, diğer yanda sakin ve huzurlu bir atmosferin tadını çıkarabilirsiniz. Eğer Balat’a yolunuz düşerse, bu renkli evlere mutlaka uğrayın! Sancaktar Yokuşu ve Merdivenli Yokuş gibi sokaklar da burada keşfetmek için harika yerler. Burası, İstanbul’un otantik ve renkli yüzünü görmek isteyenler için tam bir cennet!

Stevi Stefan Bulgar Kilisesi (Demir Kilise)

Balat’ta keşfedilecek harika bir nokta olan Stevi Stefan Bulgar Kilisesi, ya da bilinen adıyla Demir Kilise, gerçekten etkileyici bir yapı. Adı gibi, tamamen demirden yapılmış ve bu nedenle “Demir Kilise” olarak anılıyor. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş olan bu kilise, hem yapım tekniği hem de Bulgar Ortodoks cemaatinin burada ibadet etmesiyle oldukça önemli. Eğer Balat’a yolunuz düşerse, kesinlikle bu ilginç yapıyı görmelisiniz. Her gün 08.00 – 17.00 saatleri arasında açık.

Merdivenli Yokuş Tarihi Balat Evleri

Balat’ın en fotojenik yerlerinden biri, Merdivenli Yokuş! Bu yokuş, sadece tarihi yapılarıyla değil, aynı zamanda UNESCO Kültür Mirası kapsamında restore edilmiş renkli Balat evleriyle de dikkat çekiyor. Eğer Instagram’da harika fotoğraflar paylaşmak istiyorsanız, burası kesinlikle listenizde olmalı. Merdivenli Yokuş’ta yürürken, hem tarihin izlerini hem de rengarenk evleri keşfedeceksiniz. Burada sakin bir atmosferde fotoğraf çekmek isterseniz, hafta içi günlerini tercih edebilir veya hafta sonu sabah erkenden gelebilirsiniz. Böylece hem huzur içinde gezip hem de güzel kareler yakalayabilirsiniz.

Sancaktar Yokuşu

Balat’ın kalbinde yer alan Sancaktar Yokuşu, şehrin en göz alıcı ve fotoğraf çekmeye değer sokaklarından biri. Eğer Instagram’da sıkça gördüğünüz o pembe binaların yer aldığı o ünlü kareyi arıyorsanız, işte tam olarak bu yokuşun başında! Yokuşu tırmandıkça, Balat’ın tarihi dokusunu ve canlı atmosferini içinizde hissedeceksiniz. Bu bölge, hem Fener’deki turistik noktalara yakın olmasıyla hem de rengarenk evleriyle çok özel bir yer. Sancaktar Yokuşu’ndan yukarıya bakarken, ikiye ayrılan sokaklar ve binaların birbirine karışan renkleri adeta bir tablo gibi. Eğer Balat’ı keşfe çıkıyorsanız, burayı atlamamanızı tavsiye ederim!

Tarihi Agora Meyhanesi

Balat’ta nostaljik bir atmosferde yemek yemek isterseniz, Tarihi Agora Meyhanesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz. Bu mekan, yıllardır İstanbul’un değişmeyen lezzetlerinden birini sunan, geleneksel bir meyhane. Hem iç mekanındaki eski tarz dekorasyonu hem de menüsündeki meze çeşitleriyle, burada geçireceğiniz her an bir zaman yolculuğuna çıkmanıza neden olacak. Özellikle akşam saatlerinde, bu tarihi mekânda dostlarınızla bir araya gelip, keyifli sohbetler eşliğinde nefis mezelerin tadını çıkarabilirsiniz. Eğer Balat’a geliyorsanız, bu nostaljik mekan, şehre dair bir parça geçmişi de yakalamanız için harika bir durak olacaktır.

Gül Camii

Balat’a geldiğinizde Gül Camii’yi mutlaka görmelisiniz. Eski bir kilise olarak inşa edilmiş bu cami, hem tarihi hem de huzurlu atmosferiyle gerçekten etkileyici. Özellikle caminin içindeki sükunet, buraya adım attığınız anda size bir rahatlama hissi veriyor. Gül Camii, Balat’ın o tarihi dokusunu en iyi yansıtan yerlerden biri ve hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin uğradığı sakin bir mekan. Eğer biraz dinginlik arıyorsanız, burası kesinlikle gitmeniz gereken yerlerden.

Balat Tarihi

Balat, İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusuyla dikkat çeken semtlerinden biri. Bizans döneminden bu yana farklı topluluklara ev sahipliği yapmış olan bu bölge, zengin bir geçmişe sahip. Fener ve Balat’ta, Yahudi, Rum, Ermeni ve Türk topluluklarının izlerini görmek mümkün. Mesela, cumbalı ve renkli evler geçmişte farklı kültürlerin yaşam izlerini taşıyor. Balat ismini Rumca “saray” anlamına gelen “palation” kelimesinden almış ve 15. yüzyılda İspanya’dan gelen Sefarad Yahudilerinin yerleşmesiyle büyük bir Musevi mahallesi haline gelmiş. Semtin sokaklarında, cami, kilise ve sinagogları yan yana görmek de mümkün. Her köşe başında farklı bir hikaye sizi bekliyor.

Bu seferki yazımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bir daha ki yazılarda görüşmek üzere.

Balat’ın En Güzel Mekanları & Cafeleri için tıkla!

Beni Instagramdan Takip Edin!

https://www.instagram.com/begumaaktas